Ecz. Esin İyiel

45.Dönem Türk Eczacıları Birliği Kongresi tamamlandı.

Birçok açıdan değerlendirilmesi gereken bu Kongre’de bence, dile getirilmesi, dikkat çekilmesi ve tabi ki eleştirilmesi gereken en önemli konu; kadın eczacıların temsiliyetteki yeri.

Şu anda Türk Eczacıları Birliğine kayıtlı kadın eczacı sayısı:34.056

Kayıtlı erkek eczacı sayısı:21.692

Toplam kayıtlı eczacı sayısı:55.748

Yani kayıtlı üye sayısının %61’ini kadın eczacılar oluşturmakta.

Gelelim oda yönetim kurullarına.

59 eczacı odamız içerisinde başkanı kadın olan eczacı odası sayısı yalnızca 7.

Ama işin yükünü yükleme konusunda ise ilk akla gelen kadın meslektaşlarımız olmuş ki;

14 eczacı odasının genel sekreteri,

14 eczacı odasının saymanı,

5 eczacı odasının da 2. Başkanı kadın meslektaşlarımız.

Delege yapısına bakarsak;

413 delegenin sadece 114’ü kadın.

Çok acıdır ki 13 eczacı odasında kadın delege yok. Bu 13 eczacı odasına kayıtlı üye sayısı toplamı ise 5.807.

Yani TEB’e kayıtlı üye sayısının %10’unda, mevcudun %61'ini oluşturan kadın varlığı SIFIR.

Kongrede, bu verileri ve bu konuda eleştirilerimi dile getirdiğim konuşmam sonrası, Kongre Divan yapısındaki kadın üye sayısı ile mutlu olmamızı, hatta divan yapısını örnek gösterip, kadınları kelebeğin kanatlarına benzeterek sözüm ona kadın varlığının vazgeçilmezliğini vurgulamak isteyen anlayışa da şunu ifade etmek isterim ki;

5 kişiden oluşan kongre divanında 3 kâtip üye kadın, başkan yardımcısı kadın ama başkan erkek.

Yani aslında tam da anlatmaya çalıştığım şey bu, iş yükünün çoğunu kadına yükleyen ama başkanı erkek olan bir yapı.

Yazımın başlığını ‘’Kadının Adı Yok’’ olarak belirlediğim için sakın ola kadın varlığını sayısal bir soruna indirgediğimi düşünmeyin. Asıl amacım adil (- ki adil olursa bir kez daha hatırlatırım Türk Eczacıları Birliği’ne kayıtlı üye sayısının %61 ‘i kadın) ama hiç değilse eşit bir temsiliyet.

Kongrede yaptığım konuşma sonrası bu haklı eleştirilerime birçok konuşmacı da dikkat çekip vurgulasa da maalesef ortaya çıkan sonuç ortada.

Bir kez daha altını çizerek söylüyorum.

11 meslektaşımızdan oluşan yeni merkez heyetinde ve 3 kişiden oluşan denetleme kurulunda hiç kadın meslektaşımız yok. Daha önceki heyet yapılarında gördüğümüz az sayıdaki kadın temsiliyetini eleştirirken, bugün karşımıza çıkan tablodan mesleğim adına büyük üzüntü duyduğumu belirtmek isterim.

Aslında bu sonucun sorumluluğunun tamamını, kadının bakım yükümlülüğünü ve toplumda kadına biçilen rolü, her platformda, bir bahane olarak sunan, erkek meslektaşlarımıza yüklemenin de doğru olmadığını biliyorum, o nedenle toplumun her kesimine ama özellikle de kadınlarımıza bir kez daha hatırlatmak isterim ki;

Kadın istediğinde üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yoktur.

Bu arada umarım ki Türk Eczacıları Birliği'nin yeni oluşan merkez heyeti bünyesinde, daha önce de yapılan bir hatayı tekrarlayarak kadın komisyonu, kadın meclisi vb. kurmaz.

Zira ben, bir eczacı olarak, bu platformlarda hala kadın erkek ayrımını dile getirmekten utanç ve üzüntü duyuyorum, ama bu tablo karşısında da sessiz kalmamız beklenmemeli.

Eczacılık kadınlar için çok uygun bir meslek.

Hiçbir zaman anlam veremediğim, ama toplumun büyük çoğunluğu tarafından benimsenmiş bu kanaatin de kadın temsiliyetindeki adaletsizliğin de altında yatan sığ düşünce yapısının, biz kadınlara yüklenen ya da gönüllü olarak aldığımız sorumlulukların toplumda koşulsuz kabulü sonucu ortaya çıktığına da şüphe yok.

Ama biliyor ve inanıyorum ki,

ATATÜRK CUMHURİYETİ’nin aydın kadınları olarak bu tabloyu değiştirecek güce ve mücadele azmine sahibiz.

Sevgili kadın meslektaşlarım;

Unutmayınız ki rüyalarımızın gerçek olmasını istiyorsak UYANMAMIZ LAZIM!                                                            



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat