“Türkiye’nin bugünkü havası ise rutubetli bir küf kokusu gibi: Her yere sinmiş, fark etmeden içimize işliyor.”
“Giderek hayatımızın her anında ve alanında vasatlığa razı olmuş durumdayız. Vasatlık yalnızca ortalama olmak değil; meraksızlığın, özensizliğin, kolaycılığın da sıradanlaştırılması. Edebi, adabı, ahlakı, saygıyı, empatiyi, yenilikçiliği, değişimi, uyumu unutmak demek vasatlık. Ve vasatlık bir kere iklime, normale dönüştüğünde, nemli hava gibi bir yere sızıyor; kâğıdı da ahşabı da zihni de yavaş yavaş çürütüyor. Daha da vahim olana hazır olalım ki, bu vasatlığa razı olma hâli giderek her birimizi ortak geleceğimizin yok edilişine suç ortağı yapacak.”
Araştırmacı- yazar Bekir Ağırdır’ın sözleri bunlar…
Haftalık Oksijen Gazete’sinde “Vasatlık İklimi Hayatlarımızı Boğuyor” başlıklı bir yazı yazmış, okumanızı ısrarla öneririm.
“Vasatlığın” hayatlarımızı nasıl çürüttüğünü, nasıl savrulduğumuzu çarpıcı bir dille kaleme almış…
Doğrusu, yazının her bir sözcüğünün altına gönül rahatlığıyla imzamı atarım.
Bir durun, derin bir nefes alın, soluduğunuz her şeyin buram buram bir vasatlık olduğunu hissedeceksiniz…
“Yaa öyle mi olmuş?” dediğimiz, ilgimizi çeken, üzerine ve peşine düştüğümüz hiçbir şey yok artık.
Her şeye öylesine alıştık ki…
İki gün sosyal medyada “sınırlı” olarak söyleniyoruz…
Sonra unutuyoruz.
Öyle ağır- kokuşmuş bir iklim ki, sormuyoruz, sorgulamıyoruz, düşünmüyoruz, önüne ardına bakmıyoruz bile…
Bakış açılarımız kayboldu.
Günlük sözcüklerin ve başlıkların ardına anlık olarak takılıveriyoruz.
Sonuçta tüm yollar vasatlığa çıkıyor.
***
Şöyle diyor Bekir Ağırdır:
“İlişkilerimiz ve iletişimimiz sosyal medyadan ve TV ekranlarından ibaret hale geldi. TV ekranlarında ve sosyal medyada ise vasatlık, sadece katlanılan değil; şehvetle tüketilen bir şey. ……. Raytingler ve algoritmalar “en çok izleneni” öne çıkarıyor; en çok izlenen ise çoğu zaman en vasat olan oluyor. Vasat olan da giderek her bireyin ve gündelik hayatın her anını etkisi altına almaya başlıyor.”
Yazının sonuna doğru:
“Zihniyetin değişmesi gerekiyor. Merakın ödüllendirildiği, başarının takdir edildiği, eleştirinin saygıyla karşılandığı bir düzen…” diyor.
Ülkede olduğu gibi ilaç, eczacılık ve toplum sağlığı alanının düşün dünyasında da hüküm süren vasatlığı, ortalamacılığı aşmak zorundayız…
Yoksa hepimiz suç ortağı olacağız…
Galiba boğulmadan önceki son çıkıştayız.
Ağırdır’ın işaret ettiği düzene ulaşabilmek umuduyla…
Her şeye rağmen, yine de enseyi karartmayalım.
İLETİŞİM İÇİN:
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
https://www.instagram.com/hakangencosmanoglu