Dermokozmetik pazarı, son yıllarda hem tüketici davranışları hem de satış kanallarındaki hızlı dönüşümle önemli bir değişimden geçiyor. Dijital platformlar, indirimli kozmetik market zincirleri ve sosyal medya destekli pazarlama teknikleri dermokozmetik markalar için yeni fırsatlar kadar yeni sınavlar da getiriyor. Ancak bu dönüşüm içinde bazı markalar kendilerine uzmanlık ve güvene dayalı bir yol çizmeyi tercih ediyor. Yerli üretim gücüyle dermokozmetik sektörüne değer katan %100 Türk sermayeli Dermoskin, bu duruşun güçlü temsilcilerinden biri olarak yalnızca eczane kanalında konumlanma stratejisini kararlılıkla sürdürüyor.
50 Yıllık Bir Güven Mirası
Dermoskin’in bağlı olduğu Matilek Medikal Ürünler şirketinin sektörel geçmişi 1970’li yılların başında eczacılık ve ecza depoculuğu ile başlıyor. 1990’lı yıllarda global dermatolojik markaların Türkiye’ye ithalatı ile büyüyen yapı, 2007 yılında yerli üretim kararı alarak Dermoskin markasını hayata geçiriyor. Bugün biri İstanbul Sabiha Gökçen Teknopark’ta, diğeri Eskişehir’de 15.000 m² üretim kapasitesine sahip iki AR-GE ve üretim merkeziyle faaliyet gösteren Dermoskin, ilk günden bu yana tüm satış operasyonunu yalnızca eczaneler üzerinden yürütüyor.
Eczacı ile Kurulan Güçlü Bağ
Dermoskin’in stratejisi sadece bir dağıtım kanalı tercihi değil, aynı zamanda eczacıyı çözüm ortağı olarak konumlandıran bir anlayışın ürünü. 7 bölgedeki tüm eczanelere aynı hassasiyetle hizmet veren marka:
• Kolay değişim, iade ve dağıtım süreçleriyle operasyonel verim sağlıyor
• Raf yönetimini destekleyen önceliklendirme uygulamaları sunuyor
• Kampanya ve stok yönetiminde esneklik sağlayarak ticari riskleri azaltıyor
• Eğitimlerle eczacının danışmanlık rolünü güçlendiriyor
Bu yaklaşım, Dermoskin’in “sadece ürün satan değil, çözüm sunan uzman” olarak algılanmasının ve rakiplerinden farklı bir noktada durmasının sebeplerinden yalnızca biri.
Uzmanlık Temelli Büyüme
Eczanelerle kurulan bu güçlü bağ, çift yönlü bir etkileşim modeliyle yalnızca pazarlama faaliyetlerine değil, aynı zamanda Ar-Ge süreçlerine de değerli katkılar sağlıyor. Eczacılardan alınan yapıcı geri bildirimler, mevcut ürünlerin etkinliğini artırmaya yönelik iyileştirmelerin yanı sıra, sahada gözlemlenen ihtiyaçlara uygun yeni formülasyonların geliştirilmesinde yol gösterici bir rol oynuyor.
Bu çerçevede Dermoskin’in, ürünlerini yalnızca bilimsel temellerle değil, aynı zamanda Türk toplumunun genetik yapısı, iklim koşulları ve yaşam tarzından kaynaklanan cilt ihtiyaçlarını gözeterek geliştirdiği söylenebilir. Bu yaklaşım Dermoskin’in ayırıcı gücünü de ortaya koyuyor; uluslararası standartlarda üretim yapan kendi üretim tesislerinde neredeyse kişiye özel diyebileceğimiz yüksek uyumlu ürünleri formüle edip üretebiliyor.
Neden Kozmetik Market Değil?
Günümüzde bazı yeni dermokozmetik markalarının, üretimden çok görünürlüğe yatırım yaptığını ve kozmetik marketler kanalıyla tüketiciyle buluştuğunu görüyoruz. Elbette bu markanın kuruluş amacıyla ilgili bir konumlandırma ve pazarlama tercihidir. Sektörün en eskilerinden olan ve dermatoloji dünyasında sorunlu ciltler için güneş ve cilt bakım ürünleri konusundaki uzmanlığıyla bilinen Dermoskin de bilinçli bir tercih ile mass market zincirlerine ürün vermemeyi seçiyor. Bunun temel nedenleri şöyle özetlenebilir:
- Dermoskin, formülasyonlarında sağlık bakanlığının izin verdiği en yüksek etken madde oranını kullanmaktadır; bu nedenle eczacı danışmanlığı olmadan sunulması uygun değildir.
- Mass market kanalındaki fiyat rekabeti, marka değerini ve ürünün bilimsel niteliğini gölgede bırakabilir.
- Eczanede satılan bir ürünün aynı anda indirim marketlerinde görünmesi, eczacıya olan güveni sarsar.
- Dermoskin, markasını “uzman tavsiyesiyle kullanılan, cilt sağlığına eczacı hassasiyetiyle yaklaşan, uygun fiyatlandırma politikalarıyla herkesin ulaşabileceği, uluslararası sertifikasyonlarıyla güvenilir, klinik temelli bir çözüm markası” olarak konumlandırmaktadır.
Dijitalleşme: Güven Artıran Bir Tamamlayıcı
COVID-19 sonrası dönemde dijital alışveriş alışkanlıklarının artmasıyla birlikte, dermokozmetik pazarında çevrim içi görünürlük giderek daha fazla önem kazandı. Bu gelişmeler ışığında, dijital mecralarda varlık göstermek artık sadece bir tercih değil, aynı zamanda marka bütünlüğünü ve güvenilirliğini korumak için stratejik bir zorunluluk haline geldi.
Dermoskin, bu süreci eczane kanalına rakip değil, onu destekleyici bir yapı olarak konumlandırıyor. Özellikle yetkisiz online satışlardaki fiyat farklılıkları, eczanelerin ticari sürdürülebilirliğine zarar veriyor. Resmi dijital kanaldaki satışlarda eczane ile dengeli fiyat politikası ürünün değeri hakkında fikir verirken, güvenilirliğini de kontrol altına alıyor. Dijitalde yapılan “yetkili eczane” vurgusu ile eczane danışmanlığına yönlendirme anlayışı korunurken online alışverişi tercih eden tüketicilere ulaşmak, eczane kanalını tamamlayan ve zamanla eczane müşterisine dönüşebilecek bir potansiyel yaratıyor.
Geleceğin Kanalı: Uzmanlık, Güven ve İş Birliği
Dermokozmetik sektörü dijitalleşme yolunda ilerlerken, tüketicilerin beklentileri de dönüşüyor. Ancak özellikle cilt problemlerine yönelik ürünlerde, hâlâ geniş bir tüketici kitlesinin eczacı danışmanlığına büyük önem verdiği ve nihai kararlarını bu güven doğrultusunda şekillendirdiği görülüyor.
Bu dönüşüm sürecinde Dermoskin’in duruşu net: Eczaneler, yalnızca bir satış noktası değil; aynı zamanda danışmanlık, yönlendirme ve sağlık temelli güven ilişkilerinin kurulduğu vazgeçilmez uzmanlık merkezleridir. Dijitalleşme ise bu yapının karşısında değil, bilinçli ve dikkatli kullanıldığında onun tamamlayıcısı olabilir.
“Kendi dijital platformlarımız aracılığıyla artırdığımız görünürlük, eczanelerdeki uzman temelli satışları destekleyici bir rol oynamaktadır. Bu yaklaşım, doğru stratejiyle yönetildiğinde bir çıkar çatışması değil, eczacı-marka iş birliğini güçlendiren bir sinerji haline dönüşebilir.”
-Hatice Sarıyer
Sonuç
Eczacılık kökeninden gelen bir marka olarak Dermoskin, eczane kanalının itibarını, gücünü ve rolünü korumayı, kısa vadeli kârlılığa değil, uzun vadeli güvene dayalı bir strateji olarak benimsiyor. Dijitalleşmeyi, uzman yönlendirmeyi dışlamayan bir modelle harmanlayarak, eczacının yanında duran bir marka profili çiziyor.
Gelecek, yalnızca ulaşılabilir değil; yönlendirilebilir, güvenilir ve uzman desteğiyle şekillenen markaların olacak. Bu gelecekte, Dermoskin gibi markalar sayesinde eczanelerin rolü güçlenerek varlığını sürdürecektir.
